Z. ilhan ÖLÇER , İnşaat Yük. Müh. A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı
İstanbul'da, Kadıköy İlçesine bağlı Koşuyolu Mahallesi muhtarı Eylem Bilir’in sosyal medyadaki bir paylaşımı (https://bit.ly/3TrtzLz) sayesinde haberdar olduğum bir iş kazası yaşandı. Eski bir binanın yıkımı sırasında iki işçi, duvarın üzerlerine yıkılması sonucu ağır şekilde yaralanmıştı. Kentsel dönüşüme bağlı yoğun inşaat faaliyetleri sebebiyle hem çalışanların hem de çevredeki vatandaşların etkileneceği benzer kazalarla ne yazık ki önümüzdeki günlerde de karşılaşmak olası.
Yazımda, bu tür iş kazalarına neden olan tehlikeleri, bunlara karşı yeterli önlem alınamamasının altında yatan engelleri ve mevcut sorunları çözmek için yapılması gerekenleri değerlendirdim:
Eski Binaların Yıkımı sırasında karşılaşılabilecek belli başlı Tehlikeler:
• Stabilitesini kaybetmiş bina bölümleri (yıkılma, göçme ve çökme vb.)
• Beton mikseri, hafriyat kamyonu, ekskavatör vb. iş makineleri ile temas (çarpma, ezilme)
• İnşaat makinelerinin civardaki yayalar ve trafikteki araçlar ile etkileşimi,
• Yıkım faaliyetleri sırasında açığa çıkan toz emisyonu, asbest partikülleri ve gürültü,
• Sıkışık ve Dar çalışma v…
Yazının devamı
Z. ilhan ÖLÇER , İnşaat Yük. Müh. A sınıfı İş Güvenliği Uzmanı
İstanbul'da, Kadıköy İlçesine bağlı Koşuyolu Mahallesi muhtarı Eylem Bilir’in sosyal medyadaki bir paylaşımı (https://bit.ly/3TrtzLz) sayesinde haberdar olduğum bir iş kazası yaşandı. Eski bir binanın yıkımı sırasında iki işçi, duvarın üzerlerine yıkılması sonucu ağır şekilde yaralanmıştı. Kentsel dönüşüme bağlı yoğun inşaat faaliyetleri sebebiyle hem çalışanların hem de çevredeki vatandaşların etkileneceği benzer kazalarla ne yazık ki önümüzdeki günlerde de karşılaşmak olası.
Yazımda, bu tür iş kazalarına neden olan tehlikeleri, bunlara karşı yeterli önlem alınamamasının altında yatan engelleri ve mevcut sorunları çözmek için yapılması gerekenleri değerlendirdim:
Eski Binaların Yıkımı sırasında karşılaşılabilecek belli başlı Tehlikeler:
• Stabilitesini kaybetmiş bina bölümleri (yıkılma, göçme ve çökme vb.)
• Beton mikseri, hafriyat kamyonu, ekskavatör vb. iş makineleri ile temas (çarpma, ezilme)
• İnşaat makinelerinin civardaki yayalar ve trafikteki araçlar ile etkileşimi,
• Yıkım faaliyetleri sırasında açığa çıkan toz emisyonu, asbest partikülleri ve gürültü,
• Sıkışık ve Dar çalışma ve manevra alanları,
• Kayma, takılma veya düşme tehlikeleri (çalışanlar ve yayalar için)
• Sivri ve keskin cisimler (kesilme, batma)
• Yüksekten düşen cisimler,
• Yüksekten düşme,
• Kanalizasyon sistemi kırılmalarından kaynaklanan patojenlere maruz kalma
• (Yaralanma sonucu) Kan yoluyla bulaşan patojenlere maruz kalma
• Tehlikeli maddelere maruz kalma (amonyak, akü asidi, sızan yakıt vb.)
Yukarıda belirtilen belli başlı tehlikeler, sadece yıkım faaliyetlerindeki çalışan işçileri değil aynı zamanda çevrede bulunan ve mahallede yaşayanları da etkilemektedir. Sadece binaların yıkım faaliyetleri sırasında bile bu kadar çok sayıda tehlike ile karşılaşma olasılığı göz önüne alındığında, bir iş kazasına meydan vermemek için alınması gerekli tüm önlemlerin de eksiksiz alınması kaçınılmaz olmaktadır.
Yıkım sırasında Açığa Çıkabilecek Asbest tehlikesi
Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansının (IARC), kanserojen maddeler listesinde Asbest, "kesin kanserojen" tanımlanması ile 1. grupta yer almaktadır. Özellikle, asbest içeren inşaat malzemelerinin kullanımının yasaklanmasından önce inşa edilen binalarda asbest kullanıldığı düşünülecek olursa; yıkım işiyle uğraşan işçileri korumak açısından, asbest tozuna karşı önlem almak da hayati önem taşımaktadır.
Yıkım Sırasında Açığa Çıkan Toz Emisyonu tehlikesi
Yıkım faaliyetleri sırasında açığa çıkan tozun genel olarak kontrol altına alınması da son derece önemlidir. Yıkım işleri sırasında oluşan duman ve tozlardan nispeten büyük parçacıklar burun ve bronşlara yapışıp balgam şeklinde atılabilirken, ince tozlar derinlere nüfuz ederek akciğerlerde birikir. Uzun vadede akciğer duvarları fibroz nedeniyle sertleşir ve nefes almak zorlaşır. Bu durum, bir meslek hastalığı olan Pnömokonyoz adı verilen ölümcül hastalığın sonuçlarıdır.
İşçi Sağlığı, İş Güvenliği Mevzuatı ve Gerekleri:
2012 yılından bu yana yürürlükte olan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda, gereken tüm önlemleri alma sorumluluğu İşverene (müteahhit firmaya) verilmiştir. Bu yükümlülük çerçevesinde İşveren firma:
• Risk Değerlendirmesi yapar, alınması gereken önlemleri belirler ve uygular,
• İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar,
• Yürütülecek faaliyetler için organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi yine İşverenin sorumluluğundadır.
İşveren, ilgili yasanın kendisine yüklediği, yukarıda belirtilen görev ve sorumlulukları kendi bünyesindeki uzman çalışanlarla yerine getirebileceği gibi, işyeri dışında, Bakanlıkça yetkilendirilen uzman kişi veya kuruluşlar (OSGB: Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi) ile de yürütebilir. Ancak, İşverenin, işyeri dışındaki uzman kişi ve kuruluşlardan (taşeron firma) hizmet alması, işverenin sorumluluklarını ortadan kaldırmamaktadır. Alt İşveren (taşeron) firmaların verdiği hizmeti denetlemek yine İşverenin sorumluluğundadır.
Yukarıda bahsi geçen, bina yıkımı sırasında karşılaşılabilecek tehlikelerden sadece biri olan “iş makineleri ile temas (çarpma, ezilme) sonucu yaralanma veya ölüm” riskine karşı İşveren tarafından alınması zorunlu önlemler aşağıda örnek olması açısından verilmiştir:
• Çalışma sahaları, manevra alanları, görünür ve okunaklı trafik işaretleri ile işaretlenmelidir,
• Özellikle yaya ve araç trafiğinin yoğun olduğu saatlerde, İşaretçiler, Bayrakçılar kullanılmalıdır,
• İş makinelerinin faaliyetleri, okullara giriş-çıkış saatlerinde belirli bir süre durdurulmalıdır,
• Trafiğin yakınında çalışanlar (görünür olmak için) reflektif giysiler giymelidir.
Mevcut Durumun Değerlendirilmesi:
İş sağlığı ve güvenliği sorunları, özellikle inşaat sektöründe sıkça karşılaşılan iş kazaları ile gündeme gelmektedir.
İş Kazalarının başlıca kök nedenleri arasında yetersiz eğitim, denetim eksikliği, işverenlerin gereken önlemleri almak için yeterli kaynak ayırmaması ve çalışanların bilinçsiz davranışları sayılabilir.
İş Sağlığı ve İş Güvenliği ile ilgili mevcut yasa ve yönetmelikler nispeten yeterli olmakla birlikte, kentsel dönüşüm faaliyetlerinin bir sonucu olarak, eski binaların yıkılarak yeniden yapılması gibi görece küçük ölçekli inşaat faaliyetlerinin ilgili mevzuata uygunluğunun denetim ve kontrolü konusunda ciddi zaaflar yaşanmaktadır.
İşverenin, İş Sağlığı ve Güvenliği hizmeti aldığı Alt İşveren firmalar olan OSGB’ler belirli nedenlere bağlı olarak yeterli performansı gösterememekte, çok büyük çoğunluğu kurumsal olmayan İşveren firmalar (müteahhit) kendi içlerinde gereken organizasyonu kuramamakta, güvenlik önlemleri de dahil, maliyetten kaçınma yolunu tercih etmekte, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın denetimleri ise yetersiz kalmaktadır. (Bakanlık 2022 yılında tüm Türkiye çapında ve (sanayi, inşaat, hizmet vb.) tüm sektörlerde 15761 adet programlı teftiş gerçekleştirmiştir.)
Çözüm Önerileri:
1. Uygulamada aksaklıklara neden olan yasal düzenlemelerdeki eksikler giderilmelidir,
2. Yasal düzenlemelere uyum, her kademede ve tüm taraflarca etkin şekilde denetlenmelidir,
3. İşverenler, çalışanlarına iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eğitim imkanları sağlamalıdır,
4. Çalışanlar, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine ve talimatlara uygun hareket etmelidir,
5. Tüm taraflarca, İş sağlığı ve güvenliği kültürünün yaygınlaşması için farkındalık oluşturulmalıdır.
Önerilen çözümler, tüm tarafların, üzerlerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmesiyle hayata geçirilebilir.
Yazıyı kapat